Wednesday 26 December 2007

Hacidakis, Moustaki, Yannatou, Raning pleasure, Xilouris

Uzun süredir Manos Hacidakis dinliyorum. Amcamla Jorj Baba'nın "le facteur" şarkısı sayesinde tanışma olanağı bulmuştum manen. Daha sonraki sondajlarım, beni başlıktaki adamlara ve "rainig pleasure"a götürdü.
Hepsini vakit buldukça yazmak isterim ancak "Le Facteur" ya da "O ταχυδρόμος" ya dahi "O tahidromos" ya da dahi "postacı"nın en sağlam yorumunun bir buçuk dakikalık bir kaydını bulduğum için mutlu olduğumdan yazıyorum bu yazıyı.
Söyleyen amcamın adı xilouris (hiluris de olur... ne bileyim artık iyice karıştırmaya başladım...)
Diğer şarkılarından anladığım kadarıyla bizim "Ferdi tayfur" tarzı bir adamımıza denk düşecek ancak şu aşağıdaki yorumu, Girit ağzıyla söyleyişi, yıllardır Jorj Baba'dan fransızca ve daha sonra Yavina Sannatou'dan yunanca dinlediğim yorumların tamamına giydirir durumda.
http://youtube.com/watch?v=TV6EYmhHn0E

Fransızca sözleri arayıp bulmak kolay, yunanca sözler için kıyağımı da geçeyim:
Ο ταχυδρόμος πέθανε
Μουσική/ Στίχοι: Χατζιδάκις


Κι ήταν παιδί στα δεκαεφτά | 2x
που τώρα έχει πετάξει | 2x

Ποιος θα σου φέρει, αγάπη μου | 2x
το γράμμα που ?χω τάξει | 2x

Και σαν πουλί που πέταξε
η πικραμένη του ζωή
Πέταξε, πάει και τού ?φυγε
η δροσερή, η δροσερή πνοή

Ποιος θα σου δώσει, αγάπη μου | 2x
το τελευταίο φιλί μου | 2x

Ο ταχυδρόμος πέθανε στα δεκαεφτά του χρόνια
κι ήταν αυτός η αγάπη μου, -ου, -ου, -ου, -ου, -ου
Η κουρασμένη του σκιά τώρα πετά στα κλώνια
Φέρνει δροσιά στe αηδόνια, α, α, α, α, α

Ποιος θα σου δείξει, αγάπη μου
πού είναι του ονείρου ο δρόμος
Αφού πεθάναμε μαζί
εγώ κι ο ταχυδρόμος

Tuesday 6 November 2007

Adminiature - Yeni nesil AJAX tabanlı MySQL veritabanı yönetim aracı

Adminiature aracının ilk sürümünü görücüye çıkardım.
Tamamen açık kaynaklı bir uygulama olan Adminiature, ajax tabanlı, hafif ve hızlı bir MySQL yönetim aracı.
http://adminiature.chesssoft.net

Monday 29 October 2007

Yapma Orhan Abi!

Bir turnuva sırasında Yakup Bayram, Burak Miyak ve (rahmetli) Halil Başören aynı odada kalıyorlar.
Bir sabah uyandıklarında Yakup: Biri uykusunda konuşuyordu gece.. Herhalde sen konuşuyordun Halil...
Halil: Yapma yahu! Ne diyordum?
Yakup: Vallahi tam anlayamadım ama "Yapma Orhan Abi" deyip duruyordun sanırım...
Halil: "Yok abi, ben uykumda konuşmam."

Ertesi sabah... Yakup: Halil, dün gece konuşanı buldum. Sen değilmişsin, Burak'mış.
Halil (rahatlamış bir şekilde) : Ne diyordu?
Yakup: Şöyle diyordu: "Yapma çocuğa Orhan Abi!"

Satrançta herkesi nasıl yenebilirsiniz?

Satrançta kazanmak aslında çok kolaydır. Hatta bazı durumlarda, cevval ve mahir bir büyükustayı yenmek için ik tanık yeterlidir. İşte Büyük Üstat Abdullah Sözen'den (BÜAS) bir tarif:
Siyahlarla oynuyorsunuz ve rakibinizin 1.e4 oyuncusu olduğunu biliyorsunuz. Zaferinize tanıklık edecek iki kişiyi de alarak turnuva salonuna vasıl oldunuz ve tur başladı, ilk hamleler aşağıdaki gibi oldu:



Bu hamlelerden sonra rakip 3.Ac3 oynamak üzere b1'deki atı tutuyor ve bu sırada...
Bir saniye beyefendi... Siz demin şahı tutttunuz. Lütfen şahı oynayın!
Tabii rakip itiraz ediyor. Hakem çağırıyorsunuz ve "haklı" isteğinizi dile getiriyorsunuz:
"Şahı tuttu; oynasın!"
Yanınızda getirdiğiniz tanıklar da tam olarak bu noktada devreye giriyor: "Evet evet.. Biz de gördük. Şahı tuttu, sonra bırakıp atla hamle yapmak istedi."
Hakem, tanıklığa da dayanarak rakipten şahı oynamasını istiyor. Tek legal hamle 3.Şe2 vee..
3... Ve4 mat!

Turnuva oynamaya nasıl başladım?

Yıl 1989. Yaşamımda ilk kez bir turnuvaya katılmışım ve ilk tur. Rakip Aptullah Kasapoğlu... 1800 küsurat UKD'si var. 1800 küsurat o vakitler benim için rakibin "yüksek oyuncu" olduğu anlamına geliyor. Oyuna başlıyoruz ve 30 hamle kadar oynuyoruz.
Turnuva salonuna oyun sessizliği çökmüş. Satranç saatlerinin tik-takları ve arada bir öksüren bir oyuncunun çıkarttığı ses olmasa, insan sağır olduğunu düşünebilir.
Partinin muayyen bir yerinde, boru gibi sesim, sessizliği deliyor: "beraberlik öneriyorum!"
Salondaki tüm oyuncular bana doğru dönerek aynı anda yanıtlıyorlar: "Kabul ediyoruz!"
Heyhat, yalnız rakip kabul etmiyor ve on hamle kadar sonra terk ediyorum!

Wednesday 24 October 2007

Gutsy Gibbon İzlenimleri -2

Birkaç gündür Kubuntu 7.10 (Gutsy Gibbon) kullanıyordum ve herhalde kalan tek sıkıntım, sistem biraz boş kaldıktan sonra, herhangi bir uygulama çalıştırmaya kalktığım andan itibaren, sabit sürücümün acayip sesler çıkarmaya başlaması ve sistemin neredeyse donup kalma aşamasına gelmesiydi.

Önce Nvidia sürücülerinden şüphelendim. Kaldırdım, değiştirdim ancak "bana mısın" demedi.
Daha sonra benim için gereksiz hizmetleri kapattım, ancak bu da işe yaramadı.
Son bir ümitle Gnome pencere yöneticisini -yani pratikte Ubuntu- kurdum ve sihirli bir değnekle dokunulmuşcasına pırıl pırıl çalışmaya başladı herşey.

Buradan KDE geliştiricilerine sesleniyorum: Yakında "KDE için sistem gereksinimleri alt tarafı Micro$~ Vista ile aynıdır." diyeceksiniz ve o masaüstünü geliştiricilerinden başka kullanan kalmayacak diye endişeleniyorum.

Saturday 20 October 2007

Taze taze Kubuntu 7.10 (Gutsy Gibbon) izlenimleri

Kubuntu 7.10 (Gutsy Gibbon) çıkalı iki gün oldu. Henüz dumanı tütüyor.

Geçen yıldan beri Kubuntu 6.10 (Edge) kullanıyordum ve memnundum. Genel olarak rahat ettiğim için de, 7.04'e (Feisty Fawn) terfi etmekle uğraşmak istememiştim. Gelgelelim, insanoğlu gelişmenin gerisinde kalmak istemiyor.

Kurulum:

Öncelikle baş ağrısı: 7.10'a, yalnızca 7.04'den yükseltme yapmanın mümkün olduğunu gördüm ve gözyaşları arasında sistemi önce 7.04'e yükseltmek zorunda kaldığımı fark ettim. Bereket versin, adept beni fazla yormadı ve birkaç saatlik dosya indirmenin sonunda Feisty Fawn'a gelebildim.

Tekrar adept kullanarak 7.10'a geçebileceğimi düşünüyordum; fena halde yanılmışım: Adept, henüz Gutsy Gibbon'ın varlığından haberdar değildi. Bunun üstüne kubuntu indirme bölümüne gidip bir Yunan yansısından (~"mirror". Türkiye'de Kubuntu yansısı yok gibi görünüyor.) "alternate CD"yi indirdim ve iso olarak cd'ye bastım.
Yeni CD'yi bağladıktan sonra,
sudo /media/cdrom/cdromupgrade
ile yükseltmeye başladım. CD'de gelmeyen uygulamaların da güncellenebilmesi için sunucu+cdrom destekli bir yükseltme işlemine başladım. İşlemin ortalarında bir yerde adept çöktü. Neyse ki, önceden kubuntu forumlarını okumuştum ve paniğe düşmeksizin bir konsol açarak
sudo apt-get distro-upgrade
demek suretiyle kaldığım yerden devam ettim ve arada sorulan "eski ayar dosyaları kalsın mı?" türünden soruların hepsine "evet" yanıtını vererek kurulumu bitirdim.

İzlenimler:

Dolphin dosya yöneticisi çok çok başarılı olmuş. Birçok işi bir araya toplamayı başarmış ve bu durum da işlerinizi çok daha hızlı ve derli-toplu yapabilmenize olanak sağlıyor. Tek tuşla resim formatı dönüştürme, sıkıştırma, şifreleme vs yapmak mümkün. Zaten Swiftfox varken Konqueror'la web gezmeyeceğime göre, Dolphin, hemen "hızlı başlat" ikon grubundaki haklı yerini aldı masa üstümde.

Daha sonra, Swiftfox'un son sürümünü kurmak istedim ve yeni çıkan kurulum betiğini indirerek çalıştırdım. Sağolsun, o da kendini /opt altına kurdu, ancak java'nın çalışmadığını fark ettim. Eski Swiftfox'um da, swiftfox-old dizininde duruyordu. /opt/swiftfox altındaki plugins dizinini plugins-old olarak isimlendirdim ve /opt/swiftfox-old dizininden plugins'i kopyalayarak /opt/swiftfox'a yapıştırdım. Tarayıcıyı kapatım açtım. Sonuç şeker gibiydi.

Gutsy Gibbon, -şimdiye kadar automatix gibi üçüncü kişi yazılımların yaptığı şekilde- artık bir takım "restricted" paketleri de kullanmaya olanak sağlıyor. Ben yükseltme yaptığım için fazla fark edemedim ancak yeni kurulumda nasıl olur, merak etmiyor değilim. Bu durum beni biraz sevindirdi ve bir taraftan biraz da üzdü. Kanımca *ubuntu (Kubuntu, ubuntu, xubuntu vs) dağıtımları, herhangi bir şekilde tamamen özgür olmayan yazılımları barındırmamalı.
Elbette hepimiz %100 özgür olmayan yazılımlar kullanıyoruz (nvidia sürücüleri, swiftfox, çeşitli codec'ler vs.) ancak bu yazılımları kolay ve zahmetsizce kurmaya yarayan easyubuntu ve automatix gibi yazılılar zaten var. Bu tarz bir yaklaşımın *ubuntu'nun "vizyonuna" değil ancak, "misyonuna" bir katkısı olmayacağı -ve belki de "sulandırmaktan dolayı" zararı olacağını - düşünüyorum.

KDE 3.5.8 geliyor Gutsy Gibbon'la. KDE4 ekran görüntülerini inceledim ve doğrusu ağzımın suyu aktı. Yine de 4'ün "oldukça kararsız olduğu" mealindeki yorumları okuyunca, şimdilik eldekini kullanmaya karar verdim. Sanırım 8.04 sürümünde KDE 4 görebileceğiz.

Genel olarak 6.10'a kıyasla, birkaç hatalı paketin düzeltilmesinden başka işimi kolaylaştıracak bir yenilik göremedim her ne kadar ilgilenmediğim programlama dillerine ilişkin bir takım yeni paketler eklenmiş olsa da... Bunun nedenini de, sanırım 6.10'un zaten hemen her işi çok iyi yapıyor olmasında aramak da pek hata olmaz!

Tuesday 17 July 2007

Chesssoft's Riddle

notpron tarzı bu bilmece serisini birkaç ay önce yapmıştım. İlgi tahmin ettiğimin üzerinde oldu ve bu durum bana serinin ikinci ayağını yapmak için cesaret verdi ve dahi ikinci bilmece dizisi de yolda.
İpuçlarını izleyerek bilmece çözmeyi seviyorsanız buradan buyrun.

Wednesday 4 July 2007

Türkçe alan adı rezaleti

"Türkçe alan adı" diye "ayrı bir oluşum" yoktur; IDN vardır, PunyCode vardır.

İşte size basitçe Türkçe alan adı yaratma yöntemi. Buyurun izleyin, kendi Türkçe alan adınızı oluşturup normal .com parasına satın alın.



Videoda net görünmüyor olabilir; alan adlarını Türkçe'ye çevirmek için kullandığım hizmetin web adresi: http://www.motobit.com/util/punycode-decoder-encoder.asp
ayrıca google'da "punycode converter" şeklinde aratırsanız (hatta hazır aratılmışı var işte burada,
başka benzer hizmet veren sitelere de erişebilirsiniz.

Friday 15 June 2007

Ubuntu/Kubuntu ile Nvidia

Kubuntu'dan ziyadesiyle memnunum, ancak ATI ekran kartımı bir türlü tanıtamıyordum.
Kartı takıp makineyi yeniden başlattıktan sonra bir çekirdek hata mesajıyla donup kalıyordu.
Sorunun on-board ekran kartımdan kaynaklandığına hemen hemen emindim, ancak bir türlü on-board kartı devre dışı bırakıp ATI kartımla boot edemiyordum. Aynı sorun daha önce Fedora ve Gelecek dağıtımlarında da başıma gelmişti ve o vakitler çözemediğimden on-board kartla idare ediyordum.
Uzun ve çileli bir google yolculuğunun ardından şu şekilde çalıştırmayı başardım:
- BIOS'dan PCI karta öncelik verdim.
- /etc/modprobe.d/blacklist dosyasına
blacklist agpgart
blacklist intel_agp


satırlarını ekledim ve çalıştı. Unutmamak lazım.

Sunday 10 June 2007

FEN notasyonu kullanarak PHP-GD ile "havada" satranç diagramları



Bidibidi forum altyapısı ile uğraşırken, satrançla ilgili yazılara FEN kullanarak diagram ekleyebilmenin güzel bir olanak olacağını düşündüm. Yaptığım aramalar sonucu buna dair fazla örnek olmadığını, yalnızca bir web sitesinde online olarak böyle bir hizmet verildiğini buldum. Satranç merkezli binlerce web sitesi var ve bu sitelerinin kullanıcılarının hepsi diagramlarını önce masaüstlerinde hazırlayıp, sonradan resim olarak siteye yüklemek durumunda kalıyorlar. Oysa, GD kütüphanesi kullanarak php ile bu desteğin verilmesi oldukça kolay. Bu işi görebilmek için ufak bir kod yazdım ve php sınıfını phpclasses sitesinde yayınladım. Bu php sınıfını kullanarak FEN notasyonunu "havada" satranç diagramına geçirmeniz mümkün.

Fotoğrafta bu sınıf ve FEN notasyonu kullanılarak elde edilmiş başlangıç konumu diagramını görebilirsiniz. Elbette benim kullandığım satranç taşı ikonları ve satranç tahtasını kullanmak zorunda değilsiniz; açık lisanslı olması açısından söz konusu taşlar ve tahta, bir XBoard ekran görüntüsünden elde edildi.


Umarım işi düşen birilerine yardımcı olabilir.

Saturday 9 June 2007

Şiir gerçekten bir edebiyat dalı mı, yoksa matematik üçkağıtlar birleşimi mi?

Şu adreste bir uygulama var: ŞiirSöyleyen. Boş vakitte eğlenmek için geliştirdim.

Ekşi Sözlük'ten ya da başka bir yerden "anlamlı" bir metin giriyorsunuz, uygulama sizin için yine Ekşi Sözlük entrylerinden faydalanarak "şiir yazıyor" (!). Tipik bir örneği aşağıdaki gibi:

bu dergi çıkarılırken de son dakika çırpınışlarının
büyük önemi vardı betimlenen
olanlara ise bir adım yakındır
afrikalılar tarafından uzun zamandan
beri çalınan
geleneksel bir davul türüdür müşteri memnuniyetini üst
düzeyde tutan mağazalar zinciri
sarisi en super olan meyve
birçok amatör derginin başına
geldiği gibi
hem seremonilerinde hem
de iletişimde kullanılmış
olması gerekenden bir adım uzak


Elbette her seferinde ortaya çıkan sonuçlara "şiir" demek mümkün değil ancak 10-15 denemeden birinde "bu basbayağı şiir olmuş yahu!" denilebilecek, sağı-solu biraz düzeltilip "bilmem nereli ozan filancanın şiiri" diye "satılabilecek" metinler çıkabiliyor. Sonuçta "insan şair"ler de her yazdıklarını yayınlamıyorlar; onlar da aralarından seçiyorlar.
Bu uygulama elbette eğlencelik ancak sonuçlara göz attığımız zaman "Sahi, şiir nasıl yazılıyor? Bir şeyi şiir yapan ya da yapmayan nedir?" sorularını soruyoruz ve benim bu sorulara kendi adıma verdiğim yanıtlara baktığımda, bu yanıtların "gerçekten de piyasadaki şiir ve şairlerin çoğuna oranla "daha kaliteli" sayılabilecek metinlerin makineler tarafından da üretilebileceği" sonucundan geçtiğini görüyorum.
Ayrıca, insan beyninin "yaratıcı" değil, "sentezci" olduğu görüşünden de hareketle, makinelerin şiir yazmak konusunda insana "rakip" değil "yardımcı" olabileceği fikrine bile ulaşmak mümkün, zira "imgelem gücü"nün yardımına burada makine yetişiyor ve normalde şairin aklına gelmeyebilecek bir ton "bağlantıyı" zahmetsizce önüne seriveriyor.

Yakın zamanda "bilgisayar destekli şiir" kitapları görmeye başlarsak şaşırmamak lazımmış demek ki. Her ne kadar mizah yazarı "gördüklerini tersten yazan kişi" ve şair "tersten gördüklerini yazan kişi" olsa da...

Dealing with .htaccess files using godaddy! A true Lifesaver

Doesn't matter if you are happy with GoDaddy or not, if you have customers who have their own hosting choices and you didn't check this hosting firm yet, never mind, I can assure you the day is near... Oh well? Today? Had an .htaccess file for SEO freiendly URL's and it didn't work, uh?

The situation above was the case for me for several times. Though I had read GoDaddy's docs I couldn't manage to get .htaccess files running properly and let it down for the time being... until I realized they are using a directory system like y/o/u/yournamecom/html/foo/bar, and just two keystrokes solved my problem.
the rewrite part of my .htaccess file was as below:
Options Indexes FollowSymLinks MultiViews All

RewriteEngine on
# force trailing slash for real dircectories
RewriteCond %{SCRIPT_FILENAME} -d
RewriteRule [^/]$ %{REQUEST_URI}/ [R=301,L]

# ignore real files and directories
RewriteCond %{SCRIPT_FILENAME} -f [OR]
RewriteCond %{SCRIPT_FILENAME} -d
RewriteRule .* - [L]
RewriteRule !^index\.php$ index.php?path=$1 [NC,L]


Basically, this tells apache to redirect everything which is not index.php, with the exception of real files and directories. So, if I also have a foobar.php in the same directory as index, I don't want it re-targeted to index.
The directions above are quite straightforward and works with almost any other server, including my own local system (nowadays this is the most secure host, especially when I turn it off;-) )

This is quite obvious that I want to redirect any string after my domain name to index.php under the same directory. What if I'd want it re-targeted to foo/bar.php
Naturally directions will be slightly altered:
RewriteRule !^index\.php$ foo/bar.php?path=$1 [NC,L]


So what about the same directory? As we're on a GNU/Linux system, it's now a piece of cake to try to think of "dotslash" and voila!
RewriteRule !^index\.php$ ./index.php?path=$1 [NC,L]

Yes, it works! With only two keystrokes, we now have a working .htaccess file with GoDaddy.
I hope this will be useful for someone.


Thursday 7 June 2007

Upload Filter

Özellikle topluluk sitesi işleten webmaster'ların başının belasıdır: Mutlaka birileri çıkar ve kendi fotoğrafı yerine ya da galerilere "belden aşağı" fotoğraf yükler.
Eğer web sitenizi profesyonel olarak işletiyorsanız gelen fotoğrafları onaylamak için editör tutarsınız. Yarı-profesyonel ya da amatör bir siteniz varsa işiniz çoğunlukla kullanıcı şikayetlerine ya da kendi kişisel çabanıza kalmıştır. Aksi halde bu tür "yetişkin" fotoğrafları sitenin seviyesini alaşağı etmeye ve birçok üyeyi kaçırmaya yeter de artar bile.

Oysa, bu tür durumların önüne geçmek ve "o biçim" fotoğrafları daha sitede yayınlanmadan tesbit etmek ve engellemek mümkün.
Uzunca bir sürede geliştirdiğim Upload Filter yazılımını kullanarak sitenize yüklenen fotoğrafların otomatik olarak incelenerek yetişkin içeriğe sahip olup olmadığını tesbit edebilir ve bu tür nahoş durumlara son verebilirsiniz.
Yukarıdaki linkten erişebileceğiniz web sitesinden yazılımın bir ay süreli tam işlevsel deneme sürümünü indirebilirsiniz.
Yazılım php tabanlı her koda adapte edilebilir. Adaptasyonu dilerseniz API'yi kullanarak kendiniz yapabilir, dilerseniz de Upload Filter web sitesi üstünden profesyonel adaptasyon hizmeti talep edebilirsiniz.
Upload Filter web sitesi ne yazık ki şimdilik yalnızca İngilizce dilinde, ancak her türlü soru ve sorununuz için web sitesi üstünden Türkçe mesaj gönderebilirsiniz.

Alkolik Hareket

Alkol tüketen kişilerin birbirlerini tanımasından ve yeni sofralar kurmasından daha güzel ne olabilir?
Alkolik hareket!

Friday 4 May 2007

Kubuntu 6.10 (Edge)

Ubuntu ve Kubuntu hakkında oldukça iyi şeyler duyuyor, fakat 4.x sürümlerindeki kusma hissi uyandıran kızılımsı renkli varsayılan masaüstüne duyduğum tiksintiyi unutarak yeni bir denemeye girebilmem bir türlü mümkün olmuyordu. Kaldı ki, GNOME masaüstü ortamını hiç sevmiyorum ve Ubuntu'nun varsayılan masaüstü GNOME olduğundan ve dahi, KDE destekli bir Ubuntu'nun da müsait bir yerde inecek kelebek gibi duracağını düşündüğümden, "Ubuntu'yu denememe nedenleri" listesi uzuyordu.

Derken geçenlerde PostGreSQL'e işim düştü ve "Gelecek Linux" olarak başlayıp, devamında kendini Fedora 4-5-6 arası bir yerlerde gezinir bulmuş işletim sistemimde php-pgsql'i bir türlü derleyemeyince ve RPM'ler zaten işlemez halde iken (tüm bağımlılık ağacı vakit içinde ipilip atılmış vaziyette idi!) sistemi adam gibi toparlayıp yeni bir sürüme yükseltmenin zamanının geldiğinin farkına vardım.

Önümde tahtın doğal varisi olarak Fedora Core 6'yı buldum öncelikle, ancak elim değmişken diğer dağıtımlara da bir göz atmak istedim.
Uzun süredir PCLinuxOS'u izliyordum ve oradan başladım. Ancak PCLinuxOs, henüz 2007 kararlı sürümü yayınlamamıştı ve benim acelem vardı. PCLinuxOS başka bahara kaldı.
Daha sonra OpenSuse'ye baktım ancak orada da beni iten bir şeyler vardı, onu da bıraktım.
Derken, Ubuntu'ya bir göz attım. Son gördüğümden bu yana oldukça değişmişti. Denemeye karar verdim.
Ev dizinimin, http dizinimin ve /etc dizinimin, filmlerin şarkıların vs yedeklerini aldıktan sonra, indirdiğim Kubuntu ISO'sunu CD'ye yazıp sistemi yeniden başlattım...
Sürprizler daha kurulumda kendilerini göstermeye başlamıştı:
Kubuntu kurulum CD'si (ubuntu da öyle imiş) aynı zamanda bir Live CD (Knoppix gibi örneğin) yani işletim sistemini kurmadan önce neye benzediğini CD'den yükleyerek görebiliyorsunuz ve kurulum da buradan grafik ortamda başlıyor. HDD bölümleme grafik ortamda ve çok başarılı. Bugüne kadar Mandrake/Mandriva'ninkinden daha iyisini görmemiştim. Bu da onunla aynı ayarda olmuş. Oysa ben kendimi psikolojik olarak çoktan fdisk ile partisyon ayarlamaya hazırlamıştım. Bu durum motivasyonumun çoğunu aldı götürdü(!)
Sistemin kurulumu yaklaşık 35 dakika kadar sürdü. Kubuntu 1CD'lik bir dağıtım ve başlangıçta çok az iş yapabilecek şekilde geliyor. Bir nevi windows gibi. Tabii windows'dan farkı, donanımlarınızı size hiçbir şey sormadan tanıması, leb demeden leblebiyi anlaması...
Benim yaptığım iş LAMP (Linux-Apache-PHP/PERL-MySQL) ile ilgili ve genelde tüm dağıtımlar, masaüstü kurulumu bile yapsanız bununla ilgili paketleri eklemenize izin verirler, oysa Kubuntu'da böyle bir durum yoktu.
Ayrıca, en basitinden sistem mp3 bile çalamaz halde kuruluyor.
Bereket versin, kurulumda geçmeden önce "automatix"i duymuştum ve hemen kurdum.
Gerisi çocuk oyuncağı haline geldi.
"Git swiftfox'u çek, java kur mplayer desteği ver, ayrıca mp3 çalabilmem için ne gerekiyorsa yap!" şeklinde emirler vermek adına birkaç kutucuğu işaretledim ve emirlerim eksiksiz yerine getirildi.
Daha sonra "Adept"e geçtim. (APT arayüzü. RPM kullanan sistemlerde bulunan smartRPM, Urpmi vs'nin debian hali. ayrıca Daha önce Fedora üstünde de kullandığım synaptic de mevcut tabii.)
Adept çok başarılı bir uygulama ve APT çok başarılı bir paket yönetimi sistemi. Oturmuş. Olgun.
"Onu da kur bunu da kur" dedikten sonra sistem bir yarım saat kadar daha download yaptı ve indirdiğim herşey sorunsuz çalıştı.

Sistemde root olmaya meraklı arkadaşlar için bir not: (K)ubuntu kullanırken, xwindow'a root olarak giriş yapamıyorsunuz. root yetkileri gereken bir işlem yapacağınızda sudo vs vs yazmak durumunda kalıyorsunuz. Şifre sorulunca kurulumda eklediğiniz kullanıcının şifresini veriyorsunuz. Mutlaka root hesabını kullanmak isterseniz sudo passwd root yazarak root şifresini değiştirmek ve akabinde root olarak terminal girişi yapmak mümkün.

Özetle, Kubuntu ile Linux kullanmak, artık "öcü" olmaktan çıkmış. Masaüstü hissiyatı ve KDE ayarları, en cahil windows kullanıcısının bile hata yapamayacağı şekilde düzenlenmiş. Paket yönetimi çok rahat, sorunsuz ve güzel.

Daha iyisini görene kadar, masaüstü sistemler için (windows, gnu/linux, macosx ve bilimum işletim sistemleri arasında) tercihim Kubuntu'dan yanadır.

GNU/Linux ile Internet Explorer

GNU/Linux ile Internet Explorer. Rüya gibi!
İşlerinin IE'de nasıl göründüğünü bilmek zorunda olanlar için ideal. "Öteki işletim sistemi"ne geçmek zorunda kalmadan, iyi işletim sisteminizde, güzel işletim sisteminizde, hakiki işletim sisteminizde IE çalıştırabilirsiniz.

Çok iyi çalışıyor. Türkçe kurulum da destekliyor.

Tek Flash kaldı... Flash For Linux (http://f4l.sourceforge.net/) düzgün çalışmaya başlayınca o da bitmiş olacak. Sonra, elveda M$!

http://www.tatanka.com.br/

GNU/Linux ile Windows Media Player

Frank Hendriksen adında Hollanda'lı bir arkadaş, Windows Media Player'ı (WMP) wine üstünden GNU/Linux ile çalıştırmak için gereken herşeyi bir araya toplamış ve süreci basit bir kuruluma indirgemiş.

- http://tsx.nl/files/wmp64.tgz adresinden kurulum dosyasını indiriyoruz.

- İndirdiğimiz dosyayı geçici bir dizine açıyoruz: tar zxvf wmp64.tgz

- Media Player kurulum dosyası .cab uzantılı olduğundan, sistemimizde yoksa, cab extractor kuruyoruz:
http://www.kyz.uklinux.net/cabextract.php adresinden indirilebilir.

- Geçici dizine açtığımız kurulum dosyasını çalıştırıyoruz ve bizim için Media Player'ı indirip kuruyor.